.jpg) |
Çağrı SARIER'in
yazı dizisi |
Mart
ayının gelmesiyle dağlardaki şifalı bitkilerin harman dönemi başladı. Konumuzun
bu harman dönemi olduğunu zannedenler, dağlardaki şifalı bitkilerin faydaları olduğunu
düşünen varsa lütfen o düşüncelerini şimdilik bir kenara bıraksınlar ve tüm
algı kapılarını açıp bizi iyi dinlesinler. Neden mi! Çünkü kimyasalcıların “tutuşma dönemi” başladı!
“Kimyasalcıların, Her Harman Vaktindeki Tutuşma
Dönemine Hoş Geldiniz.”
Bu
harman döneminde neler oluyor hemen kısaca özetleyeyim. Bitkisel ürünlere gönül
vermiş, hak yolunda rabbin yarattığı nimeti rabbin kullarına sunan, ülkesine
hizmet veren doktorlara karşı cephe alınıyor. Provokasyonlar yapılıyor.
Bitkiler için anti-reklamlar oluşturularak halkın düşüncesi yönlendiriliyor.
Basım yayın organları kullanılarak provokasyonlar destekleniyor. Neden mi yapılıyor bunca şey? Tabi ki RANT
için!
Uzun
yıllar bu dönemlerde sürekli çirkin saldırılar yapıldı. Provokasyonlarla tahrik
etmeye çalıştılar, provokatörler kullanarak gündemi değiştirdiler… Bunlara
rağmen bizler bu konuda suskunluğumuzu hep koruduk. Ta ki şu ana kadar...
Arkadaş,
sanki bizler insanlara zorla bitkisel ürün satıyoruz, sanki insanlara zorla
bitki kullandırıyoruz! Tamam, bazı simsarlar var! Bitkisel ürünlerin
sahtelerini yapıyorlar, bu durumu kabul ediyoruz. Hatta bizlerde bu insanlara
karşı elimizden geldiği güçle savaşıyoruz, engel olmaya çalışıyoruz. Fakat kurunun
yanında yaş da yanar misali; işini doğru, dürüst ve faydalı yapanlar da zarar
görüyor. Bu muamele çok saçma.
Bizler
insanlara sadece alternatif seçenek sunuyoruz. İnsanlar kimyasal ilaçların yan
etkilerinden bıkmış durumda. Fayda göremeyen milyonlarca insan var. Fayda
göremeyip, bitkilerden fayda sağlayan da binlerce hasta mevcut ki bunlar
sürekli dergimize konu oluyor zaten. Peki, bu olaylar neden yansımıyor medyaya
da sadece bitkilerin olumsuz haberleri üzerinde duruyorlar.
Binlerce yıldır bilinen şifalı bitkileri kim
ne yaparsa yapsın alaşağı edemez!
Bitkilerden
istifade edip fayda görmüş binlerce insan var, yazıktır. İşimiz gücümüz yok
insanların sağlığıyla mı uğraşacağız. O kadar gaddar insanlar olsak Türkiye’nin
önde gelen bitkisel gıda takviyeleri arasında yer alabilir miydik? Binlerce
hastanın duasını alabilir miydik? Bu tutuşma dönemi hamleleri akıllara bazı
sorular getirmiyor da değil hani!!
Kimyasal ilaçlardan ölen yok mu, sakat
kalan yok mu, ömür boyu kimyasal ilaç kullanmaya zorlanan bizler değil miyiz,
ilaçlarla ilgili olumsuz haberler niye medyaya yansımıyor, kimyasal ilaç
üreticileri, bitkisel ürün üreticilerinin teftiş edildiği kadar teftiş ediliyor
mu, ilaçlara bağımlı yaşamaya zorlanmıyor muyuz? Tabi ki de EVET! Bu soruların çoğununun
cevabı kocaman bir EVET!
Evet,
kimyasal ilaçlardan ölen var, sakat kalan da var hatta var olan hastalığının
üzerine kimyasal ürünler yüzünden yeni bir hastalığa yakalanan vatandaşlar bile
var. Bu tür haberler neden yayımlanmıyor dersiniz? Yine aynı yere çıkıyor sonuç
RANT!!
Sabah
Güney Gazetesi Yazarı çok güzel bir anekdota değinmiş. “Dünya hastalıkları
tedavi etmek için milyarlar harcıyor. Bilim adamları harıl harıl çalışıyor.
Yıllar süren deneyler yapıyorlar” demiş. Ne kadar da doğru söylemiş aslında.
Gerçi yazısında O’nun amacı farklı ama yine de bilmeden görünmeyen gerçekliği
gün yüzüne çıkardığı için teşekkür ediyorum. Lütfen şimdi dikkat edin. Küçük
bir örnekle tüm bu rant kavgasını daha iyi kavrayacaksınız, provokasyonun
nedenleri aklınızda canlanacak.
Şimdi,
kendinizi sektörde öncü, büyük, yenilikçi bir inşaat firması olduğunu düşünün.
Basite indirgeyelim. İşiniz sadece ve sadece ev yapmak. Piyasada da sadece siz
ve sizin gibi birkaç firma var. Ülkedeki tüm evleri siz yapıyorsunuz. Evleri
yapıyorsunuz yapmasına ama evin ömrü pek uzun değil. 20 yılda bir yenilenmesi
gereken evler piyasaya sunuyorsunuz. İnsanlar mecburen bu evleri almak zorunda
kalıyorlar çünkü başka seçenekleri yok! Gel zaman git zaman durduk yere bir
adam çıka geliyor. Sizin çimento, tuğla, demir gibi bir sürü materyal kullanarak
yaptığınız dairelerin aynısını, sadece odun kullanarak yapıyor. Hem lüks değeri
sizinkiyle aynı, hem de sizin yaptığınız daireden 2 kat daha dayanıklı ve sizin
yaptığınız daireden 5 kat daha ucuz bir iş ortaya çıkarıyor. Böyle bir durumda
sizler ne yapardınız, kısa bir süre
düşününüz. İşte ONLARIN tutuşma döneminin sebebi bundan ibaret!
Bizler
bunların hepsini anlıyoruz fakat çirkinleşmemek için susuyoruz. Ama artık yeter!
Yaşamak için hepimizin tek bir hayatı var. Bu insanların milyarlarca dolar
harcayarak yaptıklarını, tabiatın yardımıyla binlerce dolara yapan kişilere
karşı cephe almaları doğal ama etik değil. Hele ki sağlık gibi önemli bir
sektörde kesinlikle tavsif edilemez bir durumdur. Biz gelin beraber çalışalım
derken onlar sizi varsaymayız demeleri açık bir şekilde içlerinin
güzelliklerini ortaya koymakta!
Bizler
dolandırıcı olsak, fayda sağlamayan bitkiler piyasaya sunsak 8 yıldır bu
ülkenin öncü firması olabilir miydik? Sağlık bakanlığı bitkisel ürünlere savaş
açmışmış. SAÇMA! Faydasız, yararı olmayan ürün üretenlere savaş açmalılar. Tüm
bitkilere savaş açmak yanlış. Bizim tarihimizde de var olan bitkisel tedavi
yöntemini ortadan kaldırmak demek ülkeyi yabancı kaynakların ellerine teslim
etmektedir.